Eski Yazılarım 3 (22.09.2015) (Kurban Bayramı)

Ne manası var İNEK KESMENİN? (22.09.2015)

Bütün peygamberlerin en büyük iddiası ve öğretisi hep aynı olmuş… Dava hep aynı… La ilahe illallah… Nedir mesajı?
“Her şeyi yoktan vara çıkaran, tek bir Zât… Hayatı veren O… Devam ettiren de O. Hayata lâzım tüm nimetleri yaratan da aynı Zât… Mutluluğu yaratan, üzüntüyü gideren O’ndan başkası olamaz… O’ndan başkasına ibadet edilemez, abd olunamaz… Ondan bağımsız olarak hiçbir şey sevilemez, kutsanamaz…”
İmtihan dediğimiz, tevhîdden ibaret sanırım… Onca nimet ve bize emanet edilen her şeyi O’ndan bilip/bilmemek, O’nun için harcayıp/harcamamak, tevhid/şirk seçenekleriyle ilerliyor sınavımız…
Musa aleyhissalam da kavmi İsrailoğulları’na tevhîd mesajını getirmiş ve Mısır’da çok yaygın olan ineğe tapmak cahilliğinden onları kurtarmıştı. O’ndan başka Rezzak olmadığını, yeryüzündeki tüm canlıların rızıklarını ancak Rahman-ür Rahîm’in verdiğini öğretmişti kavmine… Tek mahbûbun O olduğunu, O’ndan başkasının kutsanamayacağını ve O’ndan başkasına abd olunamayacağını anlatmıştı…
Kavmi Mısır’ın cehennemi andıran çölleri içinde Nil Nehri’nin etrafı gibi cenneti andıran yerlerde yaşıyorlardı. Tarım çok önemliydi. Dolayısıyla öküz yani Kur’anî tabirle “bakar” çok önemli onlar için… Bu yüzden Hz.Musâ’ya ve tevhîde inanmakla birlikte ineklere verilen önem ifrat derecelere varmış ve neredeyse kutsama seviyesine gelmişti… Oysa tevhîd öğretisi sebeplerin hiçbir etkisinin olmadığını söylüyordu. Her güzelliğin, önemli addettiğimiz, hayatımızı devam ettiren, bize yarar sağlayan her şeyimizin doğrudan O’ndan olduğunu söylüyordu… İnekler rızık veremez, asla kutsanamazdı… İnek bir hiçti… Hamd Allah’a mahsus olmalıydı… Yahudi kavmi gafletle sebeplere tesir verircesine ineğe önem vermeye başlamıştı ki Allah, Hz.Musa vasıtasıyla emretti:
“Allah size, bir inek kesmenizi emrediyor.” (1)
Neden? Çünkü inekler şirk unsuru olmaya başlamıştı. Gerçek tevhîd inancının olup olmadığının turnusolu, bu emre uyup uymamaktaydı… Biatlar tatbikatla yenilenmeliydi. Kutsallık verilme aşamasına gelinen inek, bütün mülkün tek sahibinin emriyle kurban edilmeliydi… İnekleri kesebilenler lisan-ı hâlleriyle “Allah’tan başka ilah, Rezzak (rızık veren), Mahbûb (sevilen), Mabud (abd olunan) vs. yoktur… Tüm mülkümüz ve her şeyimiz Sen’den… Hayatımızda Sen’den. Bu çöller içindeki Nil’in bereketi de Sen’den. İneklerimiz de Sen’den ve hepsi Senin mülkün.” demiş olacaklardı… Kurban fiili bir tevhîd manifestosuydu… “Mülk Senindir!” inancının tatbikiydi…
Kutsanmaya yüz tutmuş inekleri kesebilenler tevhîde iman ettiklerini ispat etmiş olacaklardı… Allah için önemli olan buydu… Yoksa ne kanlar, ne etler Allah’a ulaşırdı… (2)
Bakara Suresi’nde anlatılan bu tarihi olay evrensel bir mesaj veriyor aslında…
İnek bir sembol. Tevhîdden insanları uzaklaştıran ve şirke doğru yuvarlayan her şeyi temsil ediyor. O zamanın insanlarının imanı için “inek” bir tehditti. Onun kurbanı emredildi. Peki bizim tevhîd kalemizi tehdit edenler neler?
”Allah’tan başka ‘mahbub’ (sevilen) yoktur”a iman ediyorsak bunun fiili ispatı “haram aşk”larımızı kurban etmek değil midir?
”Allah’tan başka Rezzak yoktur.” diyorsak ve hala “haram kazançları, faiz alıp/vermeyi” kurban etmemişsek bu imanımız ne kadar gerçekçi?
”Ben insanları ve cinleri ancak bana abd olarak yaşasınlar diye yarattım.” ayetine iman etmenin fiziksel izdüşümü, saatlerce uğruna zaman harcadığımız bomboş Hollywood filmlerini, Fenerbahçe maçlarını, dizileri, nargile kafelerdeki boş muhabbetleri, playstation oyunlarını kurban etmek değil midir? “Ancak Sen’i tanımak ve Sana kulluk etmek için buradayız Rabbim.” cümlesini yalanlayan pek çok halimizi terk etmemiz gerekmiyor mu?
Oov… Sonuncusu nefsime biraz daha ağır geldi… “Hiç mi yaşamayalım be bilader?”
Benim nefsim zaman israfını “helal daire” diye tevile çalışıyor… Sizin de öyle mi?
Hz. Musa’nın kavmi de tevile kalkmış, “inek kesme” emrini defalarca yokuşa sürmüşlerdi. Kesmemek için ellerinden geleni yapmışlardı.
“Rabbine dua et, bize nasıl bir inek olduğunu açıklasın.” (3)
Rengini ve nasıl bir inek olduğunu defalarca sordular, defalarca cevap geldi… En son homurdanmalarla inekler kesildi… Kur’an durumun vehametini şöyle açıklıyor: “Neredeyse kesmeyeceklerdi…” (4)
Evet, yaşadığımız her şeyin Allahla bağlı olması isteniyor… Her saniyemiz, her hareketimiz, her sevgimiz, her üzüntümüz gizli şirke veya tevhîde aday… Elbette bunda pek çok mertebe var ama tevhîd için uğraşmalıyız…“Hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (5) emrini olabildiğince yaşamalıyız..
İşte Kurban Bayramı gizli şirklerden arınıp tevhîde yaklaşmanın sembolü…”Her şeyim Senin Mülkün.” demenin fiziksel hali. Bir tevhîd manifestosu Kurban…
Keseceğimiz hayvanlarda Allahla aramıza giren yaratılma amacımızla alakasız her şeyi temsil ediyorlar… Hz.Musa’nın kavmi için bunlar “inek”lerdi… Peki bizim “inek”lerimiz hazır mı?
Gelin, haram olanlarından başlayarak daha masum görünenlere doğru her bayram hayatımızdan bir “inek” kurban edelim… O’nun razı olmadığı bir alışkanlığı hayatımızdan çıkaralım. Belki ölümümüze kadar pek çok şeyi kurban etmiş ve tevhîde bir hayli yaklaşmış halde huzuruna çıkarız Rabbimiz’in…
Allah “kurban”larınızı kabul etsin…
Bayramınızı tebrik ederim…

(1) Bakara Suresi 67.Ayet Meali
(2) Hacc Suresi 37.Ayet Meali
(3) Bakara Suresi 68.Ayet Meali
(4) Bakara Suresi 71.Ayet Meali
(5) En’am Suresi 162.Ayet Meali

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Eski Yazılarım 5 (15.12.2015) (KABİLİYETLERİNİN PEŞİNDEN GİT )

Eski Yazılarım 1 (02.09.2015) (Hawking'e Cahil Demek 1)

Eski Yazılarım 2 (16.09.2015) (Hawking'e Cahil Demek 2)